Son zamanlarda yazacaklar birikti ama blogların şu durumu yüzünden pek yazasım yoktu..
Özellikle son iki haftadır annemin hastane sonrası keyifsizliği ve halsizliği epey bizi üzdü...
Üstüne bir de kar eklenince, ev hapsi şeklinde geçti günler...
Fakat bu sefer gözümü karartıp Beril'i karın göbeğine attım..
İlk defa bir kardan adam yapımına yardım etti mesela..(bkz. resim)
Lapa lapa yağan karda kartopu yaptı, hatta hasta yatağında yatan ananesine kocaman bir kartopu götürmeyi de ihmal etmedi..
Tam karın tüm yolları kapattığı gün ise ne zamandır beklediğimiz doktordan randevu aldığımızın müjdesi geldi..
Üzülsek mi sevinsek mi bilemedik..
İlk defa hayatımda bir taksi durağını arayıp randevu aldım mesela,,
Fakat dönüşü hesaba katmamıştık ve neredeyse bir onkoloji hastanesinde mahsur kalıyorduk..Çünkü taksi semte göre alıyordu müşterileri..Üstelik müşterilerin hepsi kanser..Ne garip olay değil mi?
Bir de üstüne ara sokaklara girmeyince, annemi en halsiz olduğu gün, buzda caddeden sokağa kadar yürütmek zorunda kaldık..
Bu arada tam gün yasasının çilesinden bahsetmeden geçemeyeceğim..Tamamen sistem kopmuş, resmen hastanelerde izdiham ve kuyruklar var..Muhtemelen birinci sene asistanı olan minik çocuklar doktorculuk oynuyor..Farmaliste baka baka ilaç arayıp, reçete yazıyorlar..Hocaların özel hasta bakmalarının yasaklanması sebebiyle , önce asistanlarla muhatap olmak zorunda kalıyorsunuz..Eğer tanıdığınız falan yoksa zaten hocanın yüzünü görmeniz mümkün değil..Belki bu sistem göz, diş,vs muayenesi için çok da önemli olmayabilir ama kanser hastalığı olunca konu, hocayı görmeden içiniz rahat etmiyor..Allah tüm hastalara yardım etsin..
Hele ki bugün dört kere geçmek zorunda kaldığım çocuk onkolojisinde resmen içim eridi..O saçları dökülmüş, küçük kuzlara Allah'tan şifa diliyorum.Ne olur siz de onlar için bir dua edin olur mu?